8 Ocak 2010 Cuma

BU HAFTA SİZLERLE İTİKAD VE AMEL PLANINDA İSRAF NEDİR ANLAMAYA ÇALIŞALIM...

MERHABA CAN DOSTLAR.

Dinimizin yasakladığı kötü huylardan biri;fert ve toplumu yoksulluğa,felakete iten,cemiyeti yıkan israftır. Istılahda ise İnsan fiillerinde sınırı aşana, aşırılık yapana, dengesiz harcama yapan kimseye de müsrif denir. "İTİKADDA İSRAF İnsanın yaptığı şeylerde haddi aşmasıdır." diye tarif edilmiştir.

Rabbine ibadet etmesi için yaratılan insanın, isyan etmesi haddi aşmaktır. Dünyadan cennete doğru uzanan sırat-ı müstakimden çıkıp, cehenneme doğru yol olması haddi aşmaktır, israftır. Kur’an-ı Kerim’e göre unutulup gitmek de bir israftır. Rabbini unutanların unutulacağı, böylece israf edenlerin cezalandırılacağı haber verilir. Şimdi bu hususu Kur’an’dan öğrenelim. Taha Suresi.124. Ayet: “Kim de beni anmaktan yüz çevirirse şüphesiz onun sıkıntılı bir hayatı olacak ve biz onu, kıyamet günü kör olarak haşredeceğiz.”

DOSTLAR, Allah’ın kitabına sırt çeviren toplumların sosyal bünyelerindeki uyuşturucu, aids, soygun, köşe dönme, vurgun, hortumlama, terör, cinayet ve hıyanet hastalıklarının toplumu nasıl yıprattığını görüyoruz. Tehlike ahiretteki körlüktür. Taha Suresi 125.“O: Rabbim! Beni niçin kör olarak haşrettin? Oysa ben, hakikaten görür idim!, der.” 126. “(Allah) buyurur ki: İşte böyle. Çünkü sana âyetlerimiz geldi; ama sen onları unuttun. Bugün de aynı şekilde sen unutuluyorsun!”

CAN DOSTLAR, İki gözü dünyaya kapalı, Allah’a açık olanlar, iki gözü dünyaya açık, Allah’a kapalı olanlardan daha iyidirler. Hac suresinin 46. ayetinde açıklandığı gibi, asıl körlük gönül körlüğüdür. Gözleri görmeyen kaldırımdan düşebilir. Ancak gönül gözü kör olan kafirler ise cehenneme düşerler ve unutulmuş muamelesi görürler iki gözü de kör olan İbni Ümmü Mektum, İran’ın fethinde Kadisiye’de kör gözleriyle sancağı elinde tutarak İranlıların hakkı görmelerine sebep olmuştur.

DOSTLAR; KURAN Peygamberi inkar edenlerin Kur’an’a inanmayanların müsrif olduğunu haber verir. İMAN EDENLERİN İSRAFINA GELİNCE İnsanlığın refah ve saadetini gaye edinen yüce dinimiz İslam , israfı, saçıp savurmayı yasaklamış, insanların tutumlu olmalarını,her nimeti yerli yerince kullanmalarını emretmiştir.

Nitekim yüce Allah (c.c.) Kur’an-ı Kerim’de olgun mü’minin özelliklerini sayarken; onların daima ölçülü olduklarını belirterek “Onlar harcadıklarında ne israf ederler, ne de cimrilik yaparlar. Onların harcamaları bu ikisi arasında dengeli bir harcamadır”

Yüce Allah (c.c.)’ın bize bahşettiği maddi imkanların israf edilmesi, pek çok yuvanın yıkılmasına, ailelerin,toplumun ve ülkenin ekonomik açıdan zayıflamasına sebep olmaktadır.

İnsan hayatında rahat bir yaşam ve geçim için iki şey zaruridir. Bunlardan biri kazanmak, diğeri de elde olanı yerinde ve ölçülü harcamaktır. Biri eksik olursa hayatın ahengi bozulur, yaşamak zorlaşır, huzur yok olur. Peygamberimiz Hz.Muhammed (S.A.V) Efendimizin “Kıyamet gününde kişi, ömrünü nerede tükettin, gençliğini nerede geçirdin, malını nereden kazanıp nereye harcadın sorularına cevap vermedikçe yerinden ayrılamaz.” hadisini de unutmamalıyız. Her işimizde ölçülü olmalıyız. Yeryüzündeki her nimetin bir sonunun olduğunu unutmamalıyız. Sevgi yerine kin, muhabbet yerine kıskançlık, doğruluk yerine yalan, fedakarlık yerine bencillikle hareket ederek ömrümüzü, zamanımızı , imkanlarımızı boşa harcamış, israf etmiş oluruz. Çöpe atılan ekmekler, boşa harcanan enerji, boşa harcanan vakit, boşa akıtılan su, hepsi israftır.

Camide hocanın cemaatine, okulda öğretmenin öğrencilerine yeni olgunluklar kazandırmak üzere, kullanılacak kürsünün verimli kullanılmaması israftır.

Gençlerin; ALLAH adına harcanması gereken enerjilerini, sokaklarda ve kahvehanelerde bitirmesi israftır. Bilgi toplamak,faydalı iş üretmek için ayrılacak zamanın silaha, kavgaya ve faydasız işlere ayrılması israftır.

Madde israfı, kaynak israfı, imkan israfı bizi başkalarına muhtaç hale getirir. Değerlendirilmeyen zaman, değerlendirilmeyen kaynak, değerlendirilmeyen hayat israftır. Sevgili peygamberimiz , “İktisad eden fakir düşmez.” buyurmaktadır. Öyleyse imkanlarımızı, kazanımlarımızı ,sağlığımızı, servetimizi ve imkanlarımızı ölçülü kullanmalıyız. Yarınlarımızın huzuru için fert ve millet olarak iktisatlı davranmalı ve israfa sapmamalıyız.

Yazımı Evrensel Kitap Kur’an-ı Azimüşşanın bir beyanı ile bitirelim: “Ey Ademoğulları! Her mescit de ziynetinizi takının. (güzel ve temiz giyinin) Yiyiniz, içiniz; fakat israf etmeyiniz. Çünkü Allah (c.c.) israf edenleri sevmez.”

BU BİR SIRDIR...

Hiç yorum yok: