25 Şubat 2011 Cuma

İSLAMDA AİLE VE ÖNEMİ / SIR

Merhaba can dostlar;
Bu hafta İslam’da aile sorumlulukları üzerine mektubumu paylaşıyorum inşallah.
Dostlar Aile, karı koca ve çocuklardan meydana gelen ve yaratılıştan gelen bağlar üzerine kurulan küçük bir sosyal topluluktur. Tüm insanlar aile denen yuvada dünyaya gözlerini açarlar. Dolayısıyla aile insanın ilk kültür ocağı, ilkokulu, ilk sevgi kaynağı ve ilk dostlarını tanıdığı bir yuvadır.
Aile toplumun en küçük sosyal birimidir. Toplumlar ailelerden meydana gelir. Toplumun mutlu ve huzurlu olması ailelerin mutlu ve huzurlu olmasıyla doğru orantılıdır. Aile, insanları yaratan Yüce Yaratıcı ’nın koyduğu kurallara göre kurulursa sağlam ve toplumun biricik mutluluk kaynağı olur.
Aile kurumu nikâhla başlamaktadır. Nikâh kelimesi, sözlükte; eklemek, toplamak sözleşme anlamlarına gelmektedir. Nikahsız birbirine haram olan kadın ve erkek, bu akitle birbirlerine helâl olurlar.
İnsan neslinin devamı, nesebin muhafazası, toplumu meydana getiren ve toplumun temel taşı olan aile müessesesinin kurulması evlilikle mümkün olur. İslam dini aile yuvasını sağlam temellere oturtmak, faziletli nesiller yetişmesine zemin hazırlamak için meşru ölçüler içinde evlenmeyi hem emretmiş, hem de bir takım müeyyidelerle onu cazip hale getirmiştir.
Allah Teala bir ayette şöyle buyurmuştur; “Allah size kendinizden eşler var eder. Eşlerinizden de oğullar ve torunlar var eder. Size temiz şeylerden rızk verir. Öyleyken batıla inanıyorlar ve Allah’ın nimetlerini inkâr mı ediyorlar? ” (NAHL 72)
“İçinizdeki bekârları, kölelerinizden ve cariyelerinizden salih olanları evlendirin. Eğer yoksul iseler, Allah onları lütfu ile zenginleştirir. Allah lütfu bol olandır, bilendir.” (NUR 32)
Allah Rasulü (sav) gençleri evliliğe teşvik ederek şöyle buyurmuştur:
“Gençler, sizden gücü yeten evlensin. Çünkü evlenmek, gözü harama karşı korur, namusu muhafaza eder. Evlenmeye gücü yetmeyen de oruç tutsun, çünkü oruç şehveti kırar.” (1)
“Nikâh benim sünnetimdir. Sünnetimi terk eden benden değildir. Evleniniz, çünkü ben sizin çokluğunuzla diğer ümmetlere övüneceğim. Hâli vakti yerinde olan evlensin, eli dar olan da oruç tutsun. Zira oruç, şehveti kırar.”(2)
Saliha kadını, dünyanın en güzel nimeti sayan Hazreti Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur:
“Dünya bir geçimden ibarettir. Şu geçim dünyasının en güzel nimeti de saliha kadındır.”(3)
“Mü’min, Allah korkusundan ve O’na itaatten sonra, saliha bir kadından yararlandığı kadar hiçbir şeyden yararlanmamıştır. Çünkü ona emretse sözünü dinler, yüzüne baksa kendisini sevindirir, üzerine yemin etse yeminini doğru çıkarır, başka tarafa gitse kendisinin gıyabında namusunu ve malını korur.” (4)
Evlilik, kişinin kendisini ve eşini harama düşmekten korur, insan neslini son bulmaktan, yok olmaktan kurtarır. Doğurma ve çoğalma yoluyla neslin devamını sağlar. Zira toplum nizamının tamamlayıcı bir unsuru olan ailenin kurulması, nesebin muhafazası, neslin bekası ve bireyler arasında yardımlaşma ruhunun geliştirilmesi evlilikle mümkün olur. Bundan dolayı Kur’an-ı Kerim, insanları evlenmeye teşvik etmiştir.
Evlenmenin amacı, sadece erkekle kadının şehevî duygularını tatmin etmeleri değil, insanların üremesini sağlamaktır. Şehvet duygusu, neslin devamı için sadece bir araçtır. Nitekim kainatın önderi ve en kutlu öğreticisi Hz. Peygamber Efendimiz (sav):
“Evleniniz, çünkü ben sizin çokluğunuzla diğer ümmetlere karşı övüneceğim.” (5) Sözüyle bunu vurgulamış ve evlenmenin asıl amacının İslam ümmetinin çoğalması olduğunu belirtmiştir.
İslam dininde evlenmenin hükmü sünnet-i müekkededir. Fakat bazı şartlarda farz, vâcip, hatta haram da olabilir:
a. Evlenmediği takdirde zina suçunu işleyeceğini kesinlikle bilen, malı ve bedeni evlenmek için yeterli olan kimsenin evlenmesi farzdır. Evlenmediği zaman zinaya düşüp düşmeyeceği kesin olmayan kimsenin evlenmesi vâciptir.
b. Evlenmediği zaman zinaya düşmekten korkusu olmayan, normal insanın evlenmesi sünnet-i müekkededir.
c. Evlendiği takdirde karısına kötülük edeceğini, ona karşı kocalık görevlerini yapamayacağını kesinlikle bilen kimsenin evlenmesi ise haramdır.
İslam evlenip yuva kuracağımız eşi seçerken bazı hususlara dikkat etmemizi istemektedir. Zira eş, ailenin direğidir. “Yuvayı yapan dişi kuştur.” Yuvayı yapacak, çocukları eğitecek, yetiştirecek hayat arkadaşını seçerken güzelliğinden, soyundan ve malından çok dindarlığına ve iyi ahlâk sahibi olmasına dikkat edilmelidir. Nitekim Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bu hususta şöyle buyurmuştur:
“Kadın dört şey için nikâh edilir. Malı, soyu, güzelliği ve dini. Siz dindar olanı tercih ediniz ki, elleriniz hayır görsün.” (6)
Güzel insanlar;
Abdullah b. Amr radıyallahu anhtan rivayet edilen bir başka hadis-i şerifte Rasülullah sallallahu aleyhi ve sellem malın ve güzelliğin getirebileceği kötü sonuçlara dikkati çekerek, evlilikte dindarlık dışındaki bir tercihi açıkça yasaklamıştır.
“Sırf güzellikleri sebebiyle kadınlarla evlenmeyin. Çünkü güzelliklerinin onları (kibir ve gurur sebebiyle) alçaltacağından korkulur. Onlarla sırf mal ve mülkleri sebebiyle de evlenmeyin, zira mal ve mülkün onları azdıracağından korkulur. Fakat onlarla dindarlıklarından dolayı evlenin. Yemin olsun, burnu kesik, kulağı delik siyahî dindar bir köle (dindar olmayan hür kadınlardan) daha üstündür.”(7)
Evlilik kurumunun başarıyla yürütülmesi ve her iki tarafa da mutluluk ve huzur getirebilmesi için karı kocanın birbirine karşı hoşgörülü ve anlayışlı olması şarttır.
İslam’a göre kurulan aile yuvasının daha sağlam ve kalıcı olması için, evlenecek çiftlerin birbirini görmesi ve konuşması caizdir. Nitekim Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, evlenmek isteyenlere, alacakları kızı önce görmelerini, bunun ileride anlaşmaları için gerekli olduğunu söylemiştir:
“Allah, bir erkeğin kalbine, bir kadınla evlenme düşüncesi sokarsa, o kimsenin, o kadına bakmasında bir günah yoktur.”(8)
Bir kızla evleneceğini söyleyen Muğîre İbn Şu’be’ye, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem alacağı kızı görüp görmediğini sormuş, o da görmediğini söyleyince: “Git onu gör, ileride anlaşmanızın sürekliliği için bu, ikinize de iyidir.” (10) demiştir.
Ancak İslam’a göre kızla erkek sadece bir mahrem yanında birbirlerini görebilirler.. Nitekim Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bu hususta şöyle buyurmuştur:
“Bir erkek, bir kadınla ancak kadının bir mahremi olmak şartıyla beraber bulunabilirler.”(11)
Dünya ve ahiret mutluluğunu hedef alan dinimiz, toplumun en önemli temeli olan ve nikah akdiyle kurulan aileyi, sevgi ve saygıya dayanan bir kurum olarak nitelendirmektedir. Karşılıklı sevgi ve saygıya dayanan bir aile düzeninde huzur ve mutluluk vardır. Sevgi ve saygının olmadığı ailede mutluluktan ve huzurdan söz etmek mümkün değildir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de, eşler arasında var olan sevgi, saygı ve derin dostluk, ‘Allah’ın yüceliğini gösteren ayetler’(12) olarak nitelendirilmektedir.
Ailenin temel bireylerinden olan karı ve kocanın birbirine karşı hak ve sorumlulukları vardır.(13) Evin erkeği,yediğinden yedirecek ,giydiğinden giydirecek,çirkinsin demeyecek yanında başka bir kadından bahsetmeyecek, Evin hanımı da iffetini koruyacak,namazını kılıp eşine meşru dairede itaat etmesini Sevgili Peygamberimiz (sav) veda haccında açıklamıştır. Ailede herkes görevini tam olarak yapmalıdır. Aile yuvasının temeli olan eşler karşılıklı hak ve görevlerini bilir ve buna göre hareket ederse, aile ocağı mutluluk ve neşe kaynağı olur. Ailede erkeğin kadına nasıl davranacağı konusunda Sevgili Peygamberimiz şöyle buyurmaktadır:
“İmanı en olgun olan mümin, ahlâkça en güzel olandır. Sizin en hayırlınız da eşlerine en güzel davrananızdır.” (14)
Ailede huzuru ve mutluluğu sağlamak için sevgi ve saygı şarttır. Aile bireyleri arasındaki sevgi, saygı ve bağlılık da tek taraflı değil karşılıklı olmalıdır.Bu mutluluğu elde etmiş olanlar,diğer aile fertlerine bu reçeteyi sunmalıdır.Yoksa o ailenin sıkıntısı , diğer aileler ve topluma yayılırsa Allah korusun kendi felaketimizi hazırlamış oluruz. Rabbimiz; “Öyle fitneden[ beladan] sakının yalnız o günahı işleyene değil bütün topluma yayılır. [15]
Netice olarak diyebiliriz ki, İslam dini fıtratın bir gereği olan evlenmeyi, sağlıklı nesiller yetiştirmeye vesile olan aile müessesesinin kurulmasını gerekli ve önemli bulmuş ve karşılıklı sevgi ve saygı esasına dayanan, hak ve sorumluluklarının bilincinde olan mutlu bir aile yuvasının oluşturulmasını hedeflemiştir. Gençleri evlenmeye ve aile kurmaya davet eden Sevgili Peygamberimiz yaptığı mutlu evliliklerle bizlere her konuda olduğu gibi bu konuda da en güzel örnek olmuştur. Gayri meşrû ilişkilerin alabildiğince yaygınlaştığı ve özendirildiği günümüzde kendimizi ve çocuklarımızı korumaya alabilmemizin en güzel yolu mutlu bir aile yuvası olduğunda şüphe yoktur.
UNUTMAYIN AİLE İÇİN GÜZEL BİR SIRDIR..
1- Buhârî, Nikah, 2-Müslim,nikah3- Müslim, Radâ', 17. 4- İbn Mâce, Nikah,
5- Tirmizi 6-Mâlik, Muvatta, Nikah, 21. 7- İbn Mâce, Nikah, 8-Ebu Davud.
9- İbn Mâce, Nikah, 10- İbn Mâce, Nikah, 11- Buhârî, Nikah, 12- Rum, 21.
13- Bakara 228.
14- Nevevî, , Riyazü’s-Salihin, I, 320.
15-Enfal,25

Hiç yorum yok: