7 Ekim 2008 Salı

RAMAZAN


RAMAZAN AYININ BİZE KAZANDIRDIKLARI Konusunu dile getiriyor…hep beraber okuyalım inşallah…

Ramazan ayı kendisini Allah’a teslim eden bizler için kulluk stajımızı yaptığımız bir aydır.Evet stajdayız dedık. Pekı staj nedır? Bir mesleğe,bir göreve başlamadan önce o görevin veya mesleğin inceliklerini,yapılması gerekenlerini öğrendiğimiz kısa süreli ve yoğun programlı kurs dönemidir. İşte Ramazan ayıda bizim kulluk sanatımızın, kulluk mesleğimizin inceliklerini , güzelliklerini öğrendiğimiz, kulluk adına kazandığımız her türlü bilgi ve amel dünyamız ile yılın geri kalan onbir ayını ve geri kalan ömrümüzü ihya edeceğimiz bir staj dönemidir.
Yaklaşık otuz gün süren yoğun bir programda icra ettiğimiz farz ve nafile ibadetlerle Yüce yaratıcımız ile olan bağlantımızı, yakınlığımızı artırmış olduk. Ramazan boyunca imsaktan başlayıp gün batımına kadar ibadetle geçen süremizdeki Rahmana yakın mini zaman boyutunu, doğumumuzdan ölümümüze kadar geçen ömür süremize taşımamız halinde gerçek başarıya ulaşmış oluruz. Biz oruçla hayatın nasıl ibadete dönüşebileceğini öğrenmiş oluruz.Hayatı ibadete dönüşenlerin ölümü bayram olarak karşılaması en doğal sonuçtur.Evet oruçlunun rabbine kavuştuğu vuslat anındaki sevinci , hayatını ibadete çevirenlerin sevincidir.
Ramazan boyunca süren kulluk stajımızın bize kazandırdığı dört temel özellik bizim kişisel ve toplumsal kurtuluşumuzun sağlayıcısı olacaktır.Nedir bu temel özellikler?

1- Nefis Terbiyesi: Yüce Allah kitabında nefislerini temizleyip, terbiye edenlerin,onun isteklerini kontrol edip Allahın sınırları içerisinde kalmasını sağlayanların kurtuluşa ereceğini, Buna karşılık nefsini ıslah edememiş, onun her türlü isteğine cevap verme yarışında olanların, onu ilah edinenlerin ise hüsrana uğrayacağını bildirmiştir.İşte ramazan ayı bize aklımızı nefsin esaretinden kurtarabilmenin , onu kontrol altında tutabılmenın yollarını öğretmektedir.İnsanları kötülük işlemeye sevkeden her türlü öfke,kötü söz,açgözlülük,şehvet vb. nefsi duygu ve isteklerin bize egemen olmasına ızın vermemeyı oruçla benimsemekte ve pratiğe dökebilmekteyiz.
2- İbadet Eden Olmak: Her zaman kendimizi ibadete verememekten , sürekli bir şekilde namaz kılamamaktan duyduğumuz pişmanlıkla birlikte gelen şikayetlerimizin önüne geçmeyi ve kendi benliğimizde ibadet eden bir kul olma hüviyetini kazanmayı bu ayda başarabilmekteyiz.Ramazan ayının getirdiği o manevi iklimde imandan sonra en büyük hakikat olan ve kulun en birinci hesap verme sorumluluğunda olduğu Namaza hiç bırakmamak üzere sarılmak en büyük karımız olacaktır.Bu ayda sarılacağımız namaz ile diğer on bir ayımızıda ikame edebiliriz.
3- Kur’an İle İrtibat: Kişisel ve toplumsal tüm problemlerimizin çaresi, gönül dünyamızdakı her turlu şirk,küfür,nifak,hased,kin vb. hastalıkların şifası biz mü’minlere rahmet olarak bize arş-ı aladan gönderilmiş Kur’an-ı Azimüşşandır.Bizim her türlü toplumsal durumumuzu içeren bu kitabı hayat yolculuğumuzda bize yol gösteren bir rehber konumuna getirmek zorundayız.Bu ayda mukabelelere ayırdığımız vakti hiç soğutmadan Kur’an-ı Kerimi anlamak için çalışmaya ayırmak bizim bu aydan en büyük kazançlarımızdan birisi olacaktır.
4- Yardımlaşma Ahlakı : İslam dini toplumsal dengenin sağlanması noktasında önemli görevleri biz mü’minlere sorumluluk olarak vermiştir.Bu ayda artan merhamet duygularımızla birlikte zenginlerimizle fakirlerimiz arasında kurduğumuz gönül bağını kalan on bir ayda da devam ettirerek toplumumuzda yaygın olarak görülen ekonomik dengesizliğin azaltılmasında yadsınamaz katkıyı sağlamış olacağımız şüphesizdir.
Evet, iman iddasında bulunan bizlere düşen en büyük görev, imanımızdan kaynaklanan kendimizi ve toplumumuzu ıslah etmeye yönelik salih amelleri artırmaktır.Şu gerçeği hiçbir zaman unutmayalım “ Her nefis çalışmasına bağlıdır”(Müdessir-38)
Selam ve Dua GÜNAY YÜKSEL
BU BİR SIRDIR…

Hiç yorum yok: