8 Mart 2011 Salı

"Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü zannetme! Bilakis onlar hayatta olup, Rablerinin katında yaşarlar, rızıklanırlar./ Sır


MERHABA CAN DOSTLAR
Zafer haftamız mübarek olsun. RABBİMİZ şöyle buyurur. “Müminlerden öyle er kişiler vardır ki Allah’a verdiği sözü asla bozmaz. Onların bir kısmı o yolda canını vermiş, bir kısmı da canını vermek/ şehit olmak için fırsat beklemektedir. Onlar Verdikleri sözü asla değiştirip bozmazlar. Allah onları sadakatlerinden dolayı mükafatlandıracaktır. (1)

DOSTLAR O söz nedir? Yüce yaratıcıya kul olacağına, iyi günde kötü günde Allah’ın ve O’ nun elçisinin yanında, yani yolunda olacağına dair ezelde Allah ile yaptığı ahitleşmedir. Allah bu ahdine sadakat gösterip bu yolda can verenleri “şehid” olarak , cennet nimetlerinde sorgusuz sualsiz buluşan, peygamberlerle, sıddıklarla anılan biri olarak nitelemiştir.Yüce dinimiz İslam kutsal sayılan değerlere büyük önem vermiştir. Bu değerlerin korunmasına çalışırken şehit ve gazi olanları övmüştür. Bu hususta Yüce Mevla’mız; "Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü zannetme! Bilakis onlar hayatta olup, Rablerinin katında yaşarlar, rızıklanırlar. Allah'ın lutf-u kereminden ihsan ettiği nimetlere kavuşmaktan dolayı sevinç içindedirler. Arkalarından henüz kendilerine katılmayan müstakbel şehit dindaşlarına da kendilerine hiçbir korku olmayacağına ve üzüntü hissetmeyeceklerine dair de müjde vermek isterler." (2) buyurmuştur.

Sevgili Peygamberimizin: ”Cennete giren hiçbir kimse, yeryüzündeki her şey kendisinin olsa bile dünyaya geri dönmek istemez. Sadece şehit, gördüğü itibar ve ikram sebebiyle tekrar dünyaya dönmeyi ve on defa şehit olmayı ister” Şehitliği gönülden arzu eden bir kimse şehit olmasa bile sevabına nail olur.”(3) müjdesi vardır.

Sevgili Peygamberimiz de: "Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, Allah yolunda savaşıp öldürülmeyi, sonra diriltilip yine öldürülmeyi, sonra diriltilip yine öldürülmeyi ne kadar çok isterdim." (4) buyurmuşlardır.

CANLAR
Ecdadın "ölürsem şehit, kalırsam gazi" inancı, nice zorlukları aşmada onlara yardım etmiştir. Böylece kendilerinden sayıca çok üstün durumda bulunan ordulara karşı pek çok zaferler elde etmişlerdir. Ancak, hemen belirtmek gerekir ki, ecdadımızın taraf olduğu savaşların hepsinde meşru bir müdafaa vardır. Yoksa sömürgeci ve yayılmacı bir anlayış, ya da sadece toprak elde etme emelleri yoktur, işte bu savaşların yakın tarihimizde en önemlilerinden biri de her yıl Mart ayında hatırladığımız Çanakkale Zaferi'dir. Zamanın her bakımdan en güçlü devletlerinin askerleri bir hayalin peşine düşerek Çanakkale Boğazına kadar geldiler. Akıllarınca boğazları geçecekler, Müslümanları tarih sayfasından sileceklerdi. Hasta adam dedikleri Osmanlı devletini yok ederek, asırlardır süregelen haçlı zihniyetini dünyaya hakim kılacaklardı. Ancak, askeri anlamda çok üstün saydıkları planları ve harp taktikleri, Çanakkale Boğazı'nda suya düştü.

DOSTLAR;
Bu bir iman-küfür mücadelesidir.
"Şu karşımızdaki mahşer kudursa, çıldırsa,
Denizler ordu, bulutlar donanma yağdırsa,
Cehennem olsa gelen bağrımızda söndürürüz,
Bu yol ki hak yoludur, dönme bilmeyiz yürürüz."

İŞTE DOSTLAR
Her Çanakkale Zaferinin yıl dönümünde hatırlamamız ve bu zaferden çıkarmamız gereken dersler vardır. İnanç, dayanışma, birlik ve beraberlik duyguları, zamanın en güçlü ve donanımlı ordularına karşı koymada en önemli faktörler olmuştur.

CANLAR Bu husus iyi bilinmelidir ki Milletimizin bekası şehitlik ve gazilik ruhu kazanmış bir kalbe sahip olan nesiller yetiştirmekle mümkündür. Bunun için çocuklarımıza Bedir’den Çanakkale’ye kadar bütün destanlarımızı ve ardındaki ruhu anlatmalıyız. Yüce Rabbimizin bir ayetinde: “Allah yolunda öldürülenlere ölü demeyiniz. Bilakis onlar hayattadırlar, ancak siz anlayamazsınız.” (5)

Canlar Milli şairimiz Mehmet Akif in, Çanakkale şehitleri için yazdığı destansı şiirden bazı bölümler okuyarak sözümü tamamlamak istiyorum.

Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor!
Bir hilal uğruna yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker,
Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı, değer,
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhîdi,
Bedr'in aslanları ancak bu kadar şanlı idi,
Ey şehit oğlu şehit! İsteme benden makber,

Sana ağuşunu açmış, duruyor Peygamber. Bu duygularla bütün şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükranla yad ediyor, hayatta olan gazilerimize sıhhat ve afiyetler diliyoruz.

1-Ahzab suresi 23
2--Al-i İmran 169-170
3-Ahmed b Hanbel
4--Riyazü's-Salihin, 2/535
5-Bakara suresi 154.

BU BİR SIRDIR

Hiç yorum yok: