15 Şubat 2008 Cuma

Şüpheli şeylerden kaçınmak, elde kor tutarcasına İslam’ın prensiplerine sarılmak, başkalarının arkasında değil, Kitap ve Sünnete göre hayat sürmek

Merhaba can dostlar;
Kur’an-ı Kerim, hayatlarına ticaretin egemen olduğu bir topluma nazil olmaya başladı. Onların, ilahi mesajı daha iyi anlamaları için ahirete ait kavramlarda bile Kur’an ticaretle ilgili terimleri kullandı.
DOSTLARIM;
İnsanların temel görevi Allah’ı tanımak, O’nun emir ve yasaklarına tabi olmak, O’nun açıkladığı helallere ve haramlara göre hayatını tanzim etmektir. Helal ve haram kavramı, mü’minin hayatında büyük önem taşımaktadır. Mü’min, haramdan kaçınarak helallerle bütünleştiği ölçüde kulluğun zevkini tadar ve nefsini terbiye eder. Mü’min, haramlardan uzaklaştığı nispette Allah’a yaklaşır, kendini arındırır ve iyi bir Müslüman olur. Mü’min için haramdan sakınmak ve helali aramak bir cihattır. Mü’min, bütün zorluklara ve olumsuz çevre şartlarına rağmen birey, aile, toplum hayatını; haram ve helal sınırına göre düzenler. Allah’a, Rasûlüne ve âhiret gününe yakînen inanan mü’min; güçlü imanı ve üstün feraseti sayesinde haramlardan kaçınır ve şüpheli şeylerden uzak durur.
Zamanımızda haram ve helal mefhumu alabildiğine birbirine karıştırılmıştır.

Hz. Peygamberimizin şu mübarek sözü, bugünkü ortamı gayet veciz bir şekilde özetlemektedir. “İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki, kişi helalden mı, yoksa haramdan mı kazandığına aldırış etmeyecektir.” [Buhari ]

Haramların, kalpleri kirlettiği, manevi dünyayı tahrip ettiği, düşünceyi bozduğu, nesilleri mahvettiği ve toplum düzenini yok ettiği hesaba katılmadan, dolu dizgin sermaye biriktirme ve para kazanma vazgeçilmez bir ideal haline gelmiştir. Kumar, faiz, hırsızlık, yankesicilik, hile bir anlayış ve sektör haline gelmiş, âhirete iman mefhumu körelmiş ve servet biriktirme insanlık değerlerinin ve iman prensiplerinin önüne geçmiştir. Günümüzde ekonominin vazgeçilmez şartı olarak kabul edilen faizin, hemen hemen etkilemediği kimse yoktur.

Hz. Peygamberimizin bu konuda dikkate şayan bir açıklama yapmıştır. “İnsanların üzerine öyle bir zaman gelecek ki, onlardan faiz yemeyen hiçbir kimse kalmayacaktır . Faiz yemeyen bir kimse bile, en azından onun tozundan etkilenecektir.” [ibn-i Mace]

CAN DOSTLAR;
Dünyevî menfaatleri uğruna şu veya bu şekilde çeşitli krediler alarak faize bulaşmak artık normal bir uygulama haline gelmiştir. Âhirete yakînen inanan bir mü’min, her şeyin alışverişini yapamaz, her şeyi satamaz, her şeyi alamaz, haram ve helal yönünü araştırmadan her icraatın içinde olamaz, her şeyi yiyemez, her şeyi giyinemez, her şeyi hoş karşılayamaz.
DOSTLAR;
Mü’minin, şüpheli şeylerden bile kaçınması gerekir. Şüpheli şeylerden kaçınmadıkça imanın kemâline ve zevkine ulaşılamaz. Şu hadislerde bu konuda önemli açıklamalar vardır.
“..Helal de haram da açık bir şekilde bellidir. Bunların arasında olan şeyler ise şüpheli işlerdendir. Şüpheli şeylerden kaçınan kimse, dinini, namusunu korumuştur…” [Buhari]
“Şüpheli şeylerin (haram mı helal mi olduğu belli olmayan şeylerin) içine düşen kimse, haramların içine düşer.” [Müslim]
DOSTLAR;
Müslüman bir kimse, hayatını helallerle devam ettirir. Müslüman, yemesini, içmesini, giyimini, kuşamını, alımını, satımını kısaca bütün icraatlarını haram ve helal sınırına göre ayarlamalıdır. Mü’min, dünyada her şeyden zevk almak ve her şeyden istifade etmek gibi bir yanılgı ve düşünce içerisinde olamaz.

Allah’ın Resulü (sav) “Fitnelerin zifiri karanlıkların çökmesi gibi yaygınlaştığı zamanda, dinine (dinin prensiplerine) sarılan kimse, koru (ateşi avucunun içinde) tutan kimse gibidir.” [Müslim]

Hadisinde açıkça ifade edildiği bir zaman diliminde yaşadığımız söylenebilir. CANANLAR;
Nefse cazip gelen her şeyin ulu orta yaygınlaştığı bir ortamda, haram ve helalin hesabının yapılmadığı bir zamanda İslam’ı yaşamak kolay değildir. Ancak bütün bu zorluklara rağmen, elde kor tutarcasına İslam’ın prensiplerine sarılmak, büyük bir cihattır. Nefsine hakim olan ve başkalarının arkasında değil, Kitap ve Sünnete göre hayat süren samimi mü’minler kurtuluşa ereceklerdir. Onlar, hem dünyada hem de âhiertte mutlu olacaklardır.
CAN DOSTLAR;
Yazımı bir ayetle bitirmek istiyorum.
“Allah’ın rızk olarak size bağışladığı meşru güzelliklerden yararlanın . Yiyin ve iman ettiğiniz Allah’a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun.” [Maide Suresi]
BU BİR SIRDIR.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Sevgili Hocam yüreğinize, elinize sağlık.Yapmacıktan uzak o samimi söyleyişiniz bizi her hafta bu satırlara yönlendiriyor. Gün akşamlı, dünya ölümlü. Hatırlatmalara ihtiyacımız var. Kim kazandı? Diriler mi ölüler mi? Çobanlar mı sürüler mi? Efendiler mi köleler mi? Kim kazandı? Herkes kaybetti. Ölüm kazandı. Mezar taşlarına "Huve'l Baki" kazındı. Dualarınıza ihtiyacımız o kadar çok ki...